sitem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sitem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Aralık 2009 Çarşamba

ardından

sen gittin
bir şehir yanıp kül olurken ardından
ben buz tutmuş nehir gibiyim
renklerim dondu
bugün ellerimi koyacak yer bulamıyorum
parmaklarımdan yokluğun akıyor
sahi ne işe yarardı ellerim
şimdilerde daha çok tütüne kokuyor

öyle özledim ki gözlerini
baktığım her yer
tepeden tırnağa kahverengi

sen gittin
şimdi gözyaşlarım kadar saydam
kaldırıma bıraktığım ayak izleri
bu kadar anlamsız mıydı bu şehir
bu evler, arabalar, insanlar
zamanın yonttuğu hayatlar
köhne sokaklardan geçiyorum
ayaklarımı acıtarak
sensizlik sağıyorum bulutlardan
sen nerdesin sevgili

sen gittiğin günden beri
içime kanıyorum
en gülen yüzümü giyinip
gülüşler basıyorum acılarıma
sen geliyorsun aklıma
bölünüyorum

sen gittin
demirden koza örüyor yalnızlık etrafıma
bir adım kala umuda geri dönüyorum
hadi gel diyeceğim
sinsi gurur duruyor boğazıma
şimdi diyorum
kara bir taş gerek bana
iz bırakmak için bağrıma


nuriye zeybek

25 Kasım 2009 Çarşamba

şeytan uçurtması

ucube şeytan uçurtmaları sardı
                    gökyüzünü
karanlık gölgelerinde güneşim rehin
karabasan gibi çöktüler üstümüze
                    gri siyah ve çirkin
gidin diyorum
gidin
boğdunuz renklerimi
gökkuşağımı geri verin

şimdi koloniden kovulan arı gibi tekim
rüzgâr onlardan yana
                   ama bilmiyorlar
hemen şu dağın ardında
binlerce bahar gözlü çocuk
aydınlık sağıyor anaların memelerinden
ve gümüş kanatlı binlerce ak güvercin
                   umutla besleniyorlar
duyuyorum seslerini
güçlü
inanmış
ve emin
yürüyorlar
ışıklı izler bırakarak yarınlarına


15 mayıs 2009
nuriye zeybek


Bu şiir, "Şiirkolik Şiir Sitesi"nde 20.05.2009 tarihinde günün şiiri seçilmiştir.

uzağıma git

bulutlara özenme
yağmur yükleme gözlerine
                         ağlayacaksın
uzağıma git
çatlamış bardak gibi dilim
keskin tümceler biriktirdim
konuşturma beni sevgili
                        kanayacaksın

dokunma
ustura sırtıdır suskunluğum
ağzımı açsam yanardağ kusacağım
lav akacak dudağımdan
alimallah yanacağız ikimiz de

harami talanlarında yüreğim
                       biliyor musun
menekşelerimi yoldular
mor kederler bulaştı dünüme
gümüş sularımdan yosunlarımı çaldılar
yeşilin ağıtı ondan bugün
                      bir şey söyleme

bir şehir biliyorum benden öte
şimdi mavi dalgalar dövüyordur kıyılarını
oraya git

sabah yıldızı okşarken kirpiğini
sen martı kanadına köpüklü düşler yükle
boydan boya ışıklı resimler çiz tuvaline
bir de gülen bir kadın
nasıl olsa fırça senin ellerinde

ayarı bozuk saat gibi önden gidiyor zaman
yine geç kaldım sevgili
                  yolun açık olsun
                  beni bekleme


07 mart 2009
nuriye zeybek