2 Aralık 2009 Çarşamba

eylülün görkemi


















eylülün görkemi


her eylül sinsice iner hüzün
                           bir yağmur damlasında
ayaklarımı ağlatırken ıslak toprak
ben mantar gibi yalnızlık çoğaltırım

kehribardır kirpiğime bulaşan
duygularımsa kanlı eylem peşinde
katledilmiş gülüşler
dudak kıvrımında kanar
                           usulca

ölümün rengi acep sarı mı ola
neden sokulur böğrüme gidenlerin acısı
tam bu noktada tınısı bozuk bir arya
                           yükselir yüreğimden
göğün karnına saplanır gri bir keder
ve başlar üzerime yağmaya gri sağanaklar

jilet gibi bir of fırlar dilimden
                         doğrar görke dağları
ne var bu eylülde bilmem
ağaç dipleri gizli gömüttür
ve her gömüt bir ayrılığa örtülür

ne çok ayrılıklar biriktirmişim eylüle özel
memleketi de eylülde terk etmiştim ben
o gün bu gündür bir of derim
                           ağlar görke dağlarım
bir kızım daha olsaydı adını eylül koyardım
teni sonbahar kokardı
rüzgâr tarardı saçlarını
                            o rüzgâra koşardı
                            süt gibi ak olurdu alnı
ıslak bir bulut saklardı gözlerinde
eylül gibi görkemli bakardı

yine eylülün görkemi sarıyor yaprakları
kiraz mevsimine ne kadar da uzağım şimdi
güneş korkak dokunuyor saçlarıma
yürüyorum, sarı gölgeler bırakarak
                            ardımda

ne var bu eylülde bilmem
kırlangıçlara ağıt yakıyor ağaç kovukları
bir öksüzlüğüme bakıyorum
                           bir kırlangıç katarlarına
avuçlarımda yine günü geçmiş selamlar
biriktiriyorum... üşüyorum
                           tenimde eylül sonatları


15 eylül 2008
nuriye zeybek

1 yorum:

  1. Bir dost sayfada gördüm blogunuzu... Yazılarınız ve şiirleriniz (Bilhassa Eylülün Görkemi) çok hoş. Sizi izlenenler listesine ekliyorum ve blogunuzu takip edeceğim izin verirseniz.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.