düş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
düş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ekim 2010 Cuma

emanet



















emanet


beklenmeyen bir mektup gibi
içime katlayıp hüzünleri
sabıkalı bir eylül sonrası
eylül tanığı yüzümle
geldim
ellerim kozadan çıkan mevsimsiz kelebek
öyle ürkek
öyle yabancı ceplerime
ne çok uzak olmuşum kendi şehrime

aç kapıyı sevdiğim
üşüdüm
yüreğimde çözemediğim kördüğüm
biliyorum içeridesin
koynuna alıp korkuları
hiç olan bir siluetin hiçliğine içmektesin

sana emanetini getirdim gözbebeğimde
kül kanatlı eskil bir düş yansıması
sıfır noktasında sıfırlayıp zamanı
çalıyorum kapını

sessizlik sensizlik olmalı

kavak ağacının ahraz gölgesi
taş evin suçlu perdesi
damıtılmış tuz gibi pişmanlık
bunlar sende kalsın
emanetin bende
nereden çıktı şimdi bu rüzgâr
bulutlar ağlamaklı
başlamadan sağanak
gitmeliyim

hayat denen köhne merdiven
gömütlerinde çürüyen umutlar gibi
kırk birinci basamağında çürüdü

akşam çöktü gözlerime
yine göç hazırlığında kırlangıç sürüsü
ah benim geç kalmışlığım
nereye baksam sevda ölüsü


24 eylül 2010
nuriye zeybek

14 Aralık 2009 Pazartesi

düş dönümleri




zeytin yeşili düş dönümlerinde
ida`nın gölgesi yürür gecelerime
çiğdemli yamaçlarıma vurur
                        tanrıça şarkıları
yakamoz gülüşlü antik kent uğultusunda
zamansızlığın kucağına doğar afrodit
sancılı köpük çığlığı yudumlar
                        sensiz kumsalım

başıbozuk deli bir rüzgâr gelir
                        temmuz akşamlarından
gün sızımı adını fısıldar kulağıma
tenime dökülür sızım sızım
                        yakınsızım
                        can sızım
deniz soluklu vurgunluğun
binlerce kez yoklar yüreğimi

kırılgan bir yıldız kopar
                        karanlığın rahminden
pusarık anılar demlenir çayımın buğusunda
bardağımda gülümser ay haleli gözlerin

yanık ege türküleri sarıp yaralarıma
kekremsi hüzünlerini içerim
                        körfez düşlerimin
mavi dalgalarla gelir özlem
yağmacı taşkında boğulur kirpiklerim
hayalin titrer mum ışığında
ellerin nerde sevgilim



14 aralık 2009
nuriye zeybek

2 Aralık 2009 Çarşamba

beni de alsan ya yanına

beni de alsan ya yanına
sen gittiğinde
biraz daha çoğalıyorsun içimde
bir taşa yaslar gibi sırtını
hayaline yaslanıyorum
hele de akşam olmuşsa
ve sen yoksan
etimi çiğniyor gece
karanlık dişlerinde

beni de alsan ya yanına
ah benim karmaşığım
sen gittiğinde
yıldızları sürüklüyorsun peşine
çıplak kalıyor gökyüzüm
sanki sol yanımdan bir şey sökülüyor
gözlerinde giderken ay ışığım
ey sevgili
sensiz ışıksızım
ışığımı getirsene

beni de alsan ya yanına
küçüğüm
karınca başı kadar küçük
sığarım inan ki cebine
gamzene batır beni sevgili
hani sol yanağındaki çukura gömüleyim
saklanayım
kimseye görünmeyeyim
beni her düşündüğünde
irem misali
sana gonca güller vereyim


nuriye zeybek

26 Kasım 2009 Perşembe

şair sustu




sustu şair
şiirler sustu
hor bakıyorsa kalem parmağa
susmalıydı belki

oysa ne çok anlatacak şey vardı çocuklara
o gözleri bahar çocuklara

güvercinler vuruluyor arka bahçende
kurşunun elinde adresi
yılanlar sokuyorsa düşlerini
nevruz ateşine har olur mu şiirler
bağır bağırabildiğince dipsiz kuyulara
geceler dilsiz, duvarlar sağırsa
kim duyar seni
sus şair sus
susmalısın belki

hançerde kurumuş kan var
kanda ihanetin parmak izi
ağıtla karılıyorsa kınalar
ah şair ah
dikiş atar bu yaralar

alıcı kuş gibi döner durur kara yazgı
kaç başı götürür bumerang
uzaklarda bir ana ağlar
bir ananın gelini ağlar
kan yağar duvaklara
onca mezar nereye sığar şair
onca mezar nereye sığar

yürekler yangın yeri
hangi dağın karı söndürür bu ateşi
namlunun gölgesinde büyüyorsa çocuklar
sus şair sus
susmalısın belki

tetikle parmak arasına sıkışmış kardeşlik
ve yer altında sızım sızımsa kemikler
toprak kana doymuşsa, kusuyorsa fazlasını
ay tutulmuşsa
ve yıldızlar şakır şakır dökülürse dehşetinden
siper olamıyorsa ölüme şiirler
sus şair sus
susmalısın belki

nasıl anlatılır gözleri bahar çocuklara
ölümün üstünü kapatmaz bu şiirler
sandıktan taşan kanlı gömlekler
anaların bağrındaki taş gibi
sus şair sus
susmalısın belki...

...ve şair sustu
sustu şiirler
hor bakıyorsa kalem parmağa
haykırmalıydı belki


03 mart 2008
nuriye zeybek